Bilinçdışındaki zihinsel işleyiş tıpkı rüyalarda olan işleyiştir. Bu işleyişe birincil süreç düşüncesi adı verilir ki küçük çocuklar, şizofreni vb. psikozlar ve nevrozların bazı tiplerinde görülür. Bu durumlarında birincil süreç ortama egemen olur.
Olağan koşullarda erişkin, sağlıklı bir insanın mantık çerçevesinde, anlaşılır düşünce biçimi ikincil süreç düşüncesidir. Yani düşünce mantık süzgecinden geçirilirse ikincil düşünce olur.
Normal koşullarda birincil süreçte direnç vardır. Ancak sağlıklı kişilerin sanatsal uğraşlarında; şiir, resim vb. yaratım süreçlerinde benlik kontrolünde bilinçdışının birincil süreç özelliklerinden yararlanılır.
Sanatsal üretimin en önemli öğelerinden olan bu işleyiş espri, fantezi vb. durumlarda da kısmen görülebilir. İkincil süreç düşüncesinde haz değil gerçekçilik ilkesi geçerlidir. Libido labil değişken değil, dengelidir (sabit). Bilinçdışı düşünce çoğu kişiye saçma gelir, özgür irade kavramının aşağılanması olarak değerlendirilir.
Utanma eylemi edilgen değil etken bir süreçtir. Belli amaçlara hizmet eder. Belirli adların unutulması (çocuklukta nefret ettiğimiz bir yakınımızın adı) anlatılanların unutulması vb. Kişiler, hipnozla travmatize olduğu olayları anlatabilir ve bunun başka yakınlarından alınan bilgilerle doğru olduğu saptanabilir.
Bilinç nasıl işler?
Bilinçdışı bir isteğin, bir dürtünün ya da yaşantının bilinçli sözcük karşılığı yoktur. Bilinçdışı istek, duygu ve düşünceler arasında karşıtlık ilkesi yoktur. Karşıt duygular, düşünceler bir arada olabilir.
Yani bilinçdışı istek, dürtü ya da anılar karşıtlık kuralına bağlı değildir. Yani birbirine karşıt eğilimler, düşünceler aynı anda birlikte bulunabilirler (sevgi, nefret). Bilinçdışı süreçlerin kateksis denilen enerji yükleri vardır.
Libidonun enerjisi sembollerle, nesnelerle yüklenmiştir. Bu yükler çok değişkendir. Bağlılık yoktur. Bilinçdışı süreçlerin enerji yükü bir nesneden diğerine kolaylıkla aktarılabilir.
Freud süreçlerin yüklerini değişken ve bağlı olarak düşünmüştür. Bilinçdışı süreçlerin yüklemi kendilerine bağlıdır. Bu yüklenimler ise kolaylıkla yer değiştirebilir niteliktedir. Birçok istek, düşünce, dürtünün tek istek, düşünce, anıda birleşmesi (Bir rüyada babanın şapkası, patronun giysileri vs. bir kişide olabilir).
Bilinçdışı zihinsel işlemlerde düşlerde olduğu gibi yer ve zaman karışıktır. Hakkari’deki çocukluk arkadaşınızla Paris’ten bir erişkin dönemi arkadaşınızı bir düşte bir araya getirebilirsiniz.
Olaylar ve durumlar arasında mantıklı, dış dünyanın, dış gerçekliğin gerektirdiği bir nedensellik yoktur. Ruhsal gerçek dış gerçeğin yerine alınmıştır. Örnek olarak bir şizofrenik hastayı düşünebiliriz.
Bilinçdışı çeşitli yöntemlerle incelenmektedir. Bunlar Freud un en önemsediği ve temel yöntem olarak gördüğü serbest çağrışım ve yine çok önemli bulduğu rüya yorumlarıdır. Ayrıca hipnoz, narkoanaliz (uyuşturucu ilaç vererek) ve çeşitli psikolojik testler en başta anılması gerekenlerdir.
Bir Cevap Yazın